Ahmet Muratlı
Ahmet Muratlı

ABD Giderken… Ortadoğu’da Kim Kalıyor, Türkmenler Nerede Duruyor?

Yayınlanma: 12 Aralık 2025
Bir süredir Ortadoğu’da tuhaf bir sessizlik var. Ne büyük açıklamalar, ne yüksek perdeden tehditler… Ama herkesin bildiği bir gerçek yavaş yavaş resmiyet kazanıyor: ABD çekiliyor. Peki bu sadece askerî bir geri çekilme mi? Yoksa bir dönemin kapanışı mı?
     
2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi, Washington’ın artık Ortadoğu’yu “birincil mesele” olarak görmediğini açıkça söylüyor. Petrol bağımlılığı bitmiş, iç siyaset baskısı artmış, asıl rekabet Çin eksenine kaymış. ABD için Ortadoğu artık merkez değil, tali bir sahne. Ama şu soru asıl önemli: Merkezden çekilen ABD’nin bıraktığı boşluğu kim dolduracak? Irak’ta Boşluk Olur mu? Irak’ta hiçbir boşluk uzun süre boş kalmaz. ABD çekildikçe sahaya kimler iniyor? İran daha rahat. Haşdi Şabi daha kurumsal. Bağdat daha merkeziyetçi. Erbil daha savunmada. Ve Kerkük…
 
Yine mi Kerkük?
Her güç dengesi değişiminde ilk titreşen fay hattı burası oluyor. Peki Kerkük’te yaşayan Türkmenler bu denklemde neredeler? ABD’nin güvenlik şemsiyesini toplaması, Irak’ta denge unsurlarını zayıflatırken, Türkmen coğrafyasını çok aktörlü bir baskı alanına dönüştürüyor: İran etkisi, Bağdat-Erbil çekişmesi, PKK varlığı, yerel milis dengeleri… Şu soruyu sormak zorundayız: Bu yeni Irak’ta Türkmenlerin güvenliğini kim sağlayacak? İran Kazanırken, Türkiye Nereye Oturuyor? ABD doğrudan çatışmadan kaçınırken, İran sahada adım adım ilerliyor. Washington “İran’ı hedef almıyorum” derken, aslında şunu da kabul ediyor: “Bu alanı artık ben yönetmeyeceğim.” Bu durum Irak’ta İran etkisini artırırken, Türkmen bölgelerinde de baskı riskini büyütüyor. Ama aynı tabloda bir başka aktör daha var: Türkiye. ABD’nin Avrupa’dan ve Ortadoğu’dan mesafe koyması, Türkiye’yi istemeden de olsa kilit ülke konumuna taşıyor.

Kuzey Irak’ta güvenlik, enerji koridorları, ticaret yolları…
 
Soru şu:
Türkiye bu rolü Türkmenleri de kapsayan bir stratejiye dönüştürebilecek mi?
Yoksa Türkmenler yine büyük hesapların “sessiz detayı” mı olacak?
Türkmenler İçin Zor Bir Dönemeç Bu yeni dönemde Türkmenler için romantik beklentilerin yeri yok.
ABD yoksa, kimse otomatik koruma da sunmuyor.
 
O halde üç temel soruyla yüzleşmek gerekiyor:
    •    Siyasi birlik sağlanmadan bu yeni denklemde ayakta kalınabilir mi?
    •    Türkiye ile ilişkiler kişisel temasların ötesine geçip kurumsal bir hatta taşınabilir mi?
    •    Türkmen bölgelerinde güvenlik ve toplumsal savunma refleksi oluşturulabilir mi?
   
Bu sorulara cevap verilmezse, yeni Ortadoğu düzeni Türkmenler için sadece risk üretir.

Son Bir Soru
ABD giderken Ortadoğu daha mı özgürleşiyor, yoksa daha mı sertleşiyor? Görünen o ki bölge, artık daha yerel, daha keskin ve daha acımasız rekabetlere sahne olacak. Büyük güçler geri çekilirken, bedeli çoğu zaman küçük ama kadim halklar ödüyor. Türkmenler için bu dönem bir kader anı olabilir. Doğru stratejiyle bir fırsata, yanlış adımlarla yeni bir kırılmaya dönüşebilir.

Asıl soru şu:
Bu kez tarih yazılırken, Türkmenler sadece izleyen mi olacak, yoksa masada sözü olan bir aktör mü?
 

Yorum Yazın