CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 2026’ya girerken Türkiye’nin millî güvenlik stratejilerinde göz ardı edilmemesi gereken başlıklara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bağcıoğlu, 2025 yılı boyunca bölgede yaşanan gelişmelerin yalnızca “yıl sonu muhasebesi” olarak ele alınamayacağını, aksine 2026’da Türkiye’nin millî güvenliği açısından doğrudan sonuçlar doğurabilecek dersler barındırdığını vurguladı.
Modern savaşın artık cephe hattıyla sınırlı kalmadığını belirten Bağcıoğlu; istihbarat, algı yönetimi, siber alan, vekâlet unsurları ve insansız sistemler üzerinden çok boyutlu bir mücadele yürütüldüğünü kaydetti. “Barış döneminde alınmayan tedbirlerin bedeli kriz ve savaşta ağır ödenir” mesajını veren Bağcıoğlu, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bölgesel güvenlik riskleri içinde Doğu Akdeniz ve Ege’deki dengeler, hibrit tehditler ve savunma sanayiinde yerlilik/stratejik özerklik gibi alanların öne çıktığını ifade etti.
Bağcıoğlu’nun açıklamasında, 2025’te yaşanan çatışmaların “teknoloji–istihbarat–algı yönetimi–asimetrik tehdit” ekseninde şekillendiği vurgulanırken; siber saldırılar, iletişim platformlarına sızma girişimleri ve manipülasyonların “rutin hâle geldiği” değerlendirmesi dikkat çekti. Bağcıoğlu, millî güç unsurlarının güçlendirilmesi amacıyla 24 ana başlıkta şu çerçeveyi paylaştı:
Sürekli hazırlık: TSK/Jandarma/Sahil Güvenlik’in daima harekâta hazır tutulması.
Etkin seferberlik: Eğitimli ve hızla aktive edilebilecek yedek sistemin tatbikatlarla test edilmesi.
Moral–motivasyon: Özlük ve sosyal haklarla aidiyetin güçlendirilmesi.
Modern eğitim modeli: Muhariplik ruhu, kurum kültürü ve silah arkadaşlığını besleyen eğitim düzeni.
Çok yönlü istihbarat: HUMINT–SIGINT–Görüntü–Açık kaynak entegrasyonu ve kurumlar arası koordinasyon.
Karşı istihbarat ve beka: Sabotaj/sızma/devşirme/manipülasyona karşı barış zamanında önleyici tedbir.
Kritik tesis ve kişi koruma: Kritik altyapı, savunma sanayii ve yüksek önemdeki kişilere koruma; geri bölge emniyeti.
Kabiliyet sinerjisi: Kurumlar arasında sürdürülebilir iş birliği.
Dinamik komuta–kontrol: Hızlı karar alan, geri beslemeli ve gerçek zamanlı paylaşım yapan yapı.
Güvenli C2 altyapısı: Siber/elektronik tehditlere dayanıklı, yedekli sistem.
Uzay gözetleme–erken ihbar: Millî uydu kapasitesinden azami yararlanma ve planlamaya entegrasyon.
Gerçek zamanlı teşhir: Kara/deniz/hava/siber/uzay için ortak ağ ve karar destek.
Siber kapasite: Savunma–taarruz yetenekleri ve kamu–özel sektör planlaması.
Yapay zekâ destekli karar: Millî altyapıyla entegre hızlandırılmış karar sistemleri.
Elektronik harp & sinyal istihbaratı: EA/ED/EK ve SIGINT kabiliyetinin güçlendirilmesi.
İnsansız sistemler: Kara/deniz/hava insansız doktrinleri; dikey iniş-kalkış İHA’ların kullanımının yaygınlaştırılması.
Harekât bağımsızlığı: Millî sistemlerle dışa bağımlılığı azaltma; yazılım/kontrolün yerlileştirilmesi.
Güçlü hava kuvveti: Erken uyarı, İHA, SIGINT, lojistik ve EH ile destekli muharip yapı.
Entegre hava savunması: Katmanlı, uyumlu ve entegre hava savunma mimarisi.
Esnek kara gücü: Konvansiyonel/meskûn mahal/asimetrik harekâta uygun, hızlı konuşlanabilir birlikler.
Çok katmanlı sınır güvenliği: İHA, gözetleme-tespit ve fiziki engellerle bütünleşik sistem.
Millî lojistik–tedarik: Mühimmat öncelikli stok, kesintisiz ikmal/onarım sağlayan millî sistem.
Yenilikçi savunma sanayi: Adil–denetlenebilir proje yönetimi; kayırmacılıktan uzak personel sistemi.
Askerî sağlık sistemi: KBRN’ye hazır, birlikten hastaneye uzanan bütüncül askerî sağlık yapısının yeniden kurulması.
Bağcıoğlu’nun değerlendirmesi, 2026 yılında Türkiye’yi bekleyen bölgesel tehditler ve hibrit riskler bağlamında; siber güvenlik, istihbarata karşı koyma, savunma sanayii gelişmeleri ile TSK vizyonu ve caydırıcılık kapasitesi tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Yorum Yazın